Varikosel adolesan döneminde yaklaşık % 15 oranında saptanır ve bundan önce görülme olasılığı azdır. İleri yaşlarda %15-25’inde fertilite etkilenirken, %75-85’inde etkilenmez. Adolesan dönemde cerrahinin amacı erişkin dönemde fertilite sorunu yaşama ihtimali olan hastalara yönelik olmalıdır.
Ancak günümüzde adolesan dönemde başvuran varikoselli hastalardan semen analizi yapılamadığı için hangilerine cerrahi uygulanması gerektiği oldukça tartışılmaktadır. Bu hastalarda fertilitenin değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntem testis volümlerine dayalı bir asimetri varlığıdır. Genellikle sağ testis volümünden sol testis volümünün çıkartılıp sağ testis volümüne bölünerek hesaplanan “Testiküler atrofi indeksi (TAI)” veya sağ testis volümünden sol testis volümünün çıkartılıp total testis volümüne bölünerek hesaplanan “Testiküler volüm farklılığı (TVD)” kullanılır. TAI’nin %20 üzerinde veya 2 ml üzerinde asimetri cerrahi tedavi endikasyonu olarak kabul edilmektedir. Varikoseli olmayan adolesanların %26’sında %20 üzerinde asimetri saptanması, normal popülasyonda da organ asimetrisi olabileceğini ortaya koymuş buda hangi hastanın ameliyat olması gerektiği hangisinde gerekmediği konusunda kafaları karıştırmıştır.
Adolesan dönem varikosel parametreleri ile postadolesan dönem spermiogramı karşılaştırılan hastalarla ilgili birkaç çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda adolesan dönemde yapılan bazı varikosel parametreleri ile gelecekteki semen parametreleri arasında ilişki bulunmuştur. Total testis volümü ve 18 yaşında yapılan total motil sperm sayısı arasında ilişki olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
Son yıllarda adolesan varikoselin hemodinamik değerlendirmesi önem kazanmakta ve üzerinde en çok çalışma yapılan parametre varikoz vene olan reflü akımdır. Reflü akım 2 şekilde değerlendirilir: kalitatif olarak reflü derecelendirmesi (grade) ve kantitatif olarak da pik reflü akım hızı (PRF). Spontan veya Valsalva ile devamlı/intermittan reflü sorgulanmaktadır. Adolesan varikoselde PRF ile yapılan çalışmalarda; testiküler asimetri olup PRF 38 cm/sn üzerinde olan hastaların %95’inin kötüleştiği ve cerrahi gerektirdiği, bunun tersine testiküler asimetrisi olmayan (%20 altında olan) hastalardanise PRF 30 cm/sn üzerinde olanların erken dönemde asimetri riski altında olduğunu ortaya koymuştur. Postadolesan varikoselli ve 63 ay takip süresi olan bir çalışmada; PRF’si yüksek olan hastaların semen kalitesinin progresif bozulma riski olduğunu ortaya koymuştur. Son olarak, infertilite ile başvuran ve varikoseli olan 45 hastalık bir çalışmada; PRF 40 cm/sn üzerinde olan olguların anormal sperm parametreleri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Sonuç olarak adolesan dönemde asimetri parametreleri (TAI ve TVD) tek ölçümle değerlendirilmemeli ve en az 1 yıllık izlem ile progrese olan veya düzelmeyenlere cerrahi düşünülmelidir. Gerekli olgularda Doppler ultrason değerleride göz ardı edilmemelidir.